Pazar Günleri Kovboylar Arasında – Ahmet I. Aykut

30 Ekim 2025
4 dk okuma süresi

Pazar günleri western filmleriyle büyümemin —belki de büyüyememenin!— bir sonucu olarak hâlâ her pazar bir kovboy filmi izlemeye çalışıyorum. TRT’nin yayınladığı son western 19 Ağustos 2018’deydi: John Wayne’in, nedense Türkçeye “Kin Tuzağı” diye çevrilmiş olan Big Jake filmi. Bodrum’daydık, üstelik misafirler de vardı ama gene de bir yolunu bulup (son film olduğunu bilmeden) izlemiştim. 1980’lerden beri süren bir pazar geleneğini, “pazar sinemalarını”, bir gecede kaldırmakla ABD’ye gerekli dersi vermişizdir umarım! Zaten sadece pazar günleri iki saat kadar izlediğimiz TRT hikâyemiz de böylece sonlanmış oldu. 2018 yılından beri artık “ev sineması” diye bir kuşak yayınlanır oldu.

Bugün Henry Hathaway’in (Rawhide, 1951; Niagara, 1953; From Hell to Texas, 1958) yönettiği, 1966 yapımı Nevada Smithi izledim. Steve McQueen ve Karl Malden’in oynadığı bu iki saati aşkın dev yapım, bir tüfek, bir at ve sekiz dolar parayla anne ve babasının intikamını arayan melez bir gencin hikâyesini anlatıyor. Filmin güzel tarafı, bir western’de olması gereken hemen her unsurun bulunması: atlar, barlar, küçük şerif ofisleri, tozlu kasabalar ve Mississippi bataklıklarından Teksas’a uzanan geniş bir coğrafya. Bu filmlerde yalınlık, karşıtlık, denge ve dürüst bir kahraman olmazsa olmaz. O kahraman bazen bir şerif, bazen bir kanun kaçağı olabilir; ama mutlaka kendi adaletini arar. Elbette western dünyası sadece karakterlerden ibaret değildir. Orada her şeyin bir simgesi vardır: atlar, 5-6 odalı küçük oteller, bankalar, barlar ve tabii silahlar — özellikle Colt ve Winchester.

Albay Samuel Colt, 1872’de ilk fabrikasını açtığı New Jersey, Paterson’da ürettiği tabancanın bir gün Amerika’nın simgelerinden biri olacağını düşünmüş müdür, bilemiyorum. Ordu için geliştirdiği 45’liklere verilen “Peacemaker” ismi, nükleer caydırıcılığın “barışı koruma” iddiasına erken bir ilham kaynağı sayılabilir mi acaba? Ya Winchester? 1866’daki ilk üretiminden sonra efsaneleşen 1873 modeli için “The Gun That Won the West” tabiri boşuna söylenmemiş olmalı.

Kendi zihnimde kurduğum hayali western arşivinde bu türü üç döneme ayırıyorum:

1. 1920’lerden 1940’lara kadar olan klasik dönem: Kadın karakterlerin az olduğu, uzun kovalamacaların ve at üstü sahnelerin bolca yer aldığı, neredeyse türün temelini atan dönem. 1903’te çekilen The Great Train Robbery ile başlayan bu çizginin başyapıtı bana göre John Ford’un Stagecoach’u (1939).

2. Savaş sonrasından 1960’lara kadar uzanan altın çağ: Bu, benim için western’in en parlak dönemi. John Wayne ve Montgomery Clift’li Red River (1948), Gary Cooper’ın unutulmaz performansıyla High Noon (1952), Alan Ladd’in efsaneleştiği Shane (1953), Gary Cooper ve Burt Lancaster’ın karşıtlığıyla parlayan Vera Cruz (1954), Natalie Wood ve John Wayne’i buluşturan The Searchers (1956) ve Howard Hawks’ın yönettiği Rio Bravo (1959) bu dönemin gözbebeği.

3. 1960’lardan günümüze kadar olan modern dönem: Spagetti Western’lerin damga vurduğu, ama aynı zamanda yeni sinema dilinin doğduğu yıllar. Robert Redford ve Paul Newman’ın unutulmaz ikilisiyle Butch Cassidy and the Sundance Kid (1969), Sam Peckinpah’ın klasiği The Wild Bunch (1969), Kevin Costner’dan Dances with Wolves(1990), Clint Eastwood’un hem oynayıp hem yönettiği Unforgiven (1992).

Hepsi western’in değişen ama asla tükenmeyen ruhunu taşıyor. Velhasılkelâm, bakalım gelecek pazar kısmetimize hangi kanalda hangi film düşecek… Hangi kahraman dürüstlüğün bedelini ödeyecek, hangi adalet hikâyesi yalnızca iki saat içinde yerini bulacak?

Ahmet I. Aykut

Ahmet Işık Aykut 15 Ağustos 1969 yılında Istanbul’ da doğdu. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü. Okul yıllarında part time olarak başladığı turizmi hiç bırakmadı. Japonya’ da yaşadı. Japon kültürü, seyahat ve şarap hep hobileri oldu. Normandia Şarap Kulübü ve Şarap Dostları Derneği’nden şarap şovalyesi ünvanlarına sahiptir. Galatasaray Spor Kulübü, Istanbul Rotary Kulübü, Klasik Otomobil Kulübü, Chaîne des Rôtisseurs ve Fransa Yabancı Gazeteciler Derneği üyesidir. Halen gastronomi seyahatleri düzenlemekte, Londra, Paris, Tokyo ve Istanbul arasında işlerine devam edegelmektedir. Aynı zamanda bazı sürekli dergi ve bloglara yazılar yazan Aykut’ un, Fransa ve Japon Gastronomileri ile alakalı 2 ayrı kitabı bulunmaktadır. Evlidir, iki kız çocuğu sahibidir.

Bu yazıya atıf için: Ahmet I. Aykut, "Pazar Günleri Kovboylar Arasında – Ahmet I. Aykut" Global Panorama, Çevrimiçi Yayın, 30 Ekim 2025, https://www.globalpanorama.org/2025/10/pazar-gunleri-kovboylar-arasinda-ahmet-i-aykut/

Bülten Aboneliği

Sosyal Medyada Paylaşın

PDF Kaydedin / Çıktı Alın

Copyright @ 2025 Global Academy. Design & Development brain.work

Çevrimiçi olarak yayımlanan yazıların tüm telif hakları Panorama dergisine aittir. Aksi belirtilmediği sürece, yayımlanan yazılarda belirtilen görüşler yalnızca yazarına / yazarlarına aittir. UİK, Global Akademi, Panorama Yayın Kurulu ile editörleri ve diğer yazarları bağlamaz.

Bülten Aboneliği

Güncellemelerden haberdar olmak için bültenimize abone olun.