Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 10 Yaşında! - Zeynep İnanç

15 Ekim 2025
9 dk okuma süresi

Dünyada aşırı yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek ve iklim değişikliğini düzeltmek için bundan tam 10 yıl önce Birleşmiş Milletlere üye tüm devletler, sürdürülebilir kalkınma için iddialı bir program olan Gündem 2030’u ve bu gündemle bağlantılı 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacını (SKA) kabul ettiler. 2000-2015 dönemi için benimsenen Binyıl Kalkınma Hedeflerini daha bütüncül bir çerçeveye oturtmak için Kolombiya ve Guatemala başta olmak üzere Latin Amerika ülkeleri büyük çaba sarf ettiler. Üç yıl boyunca yürütülen yenilikçi ve kapsayıcı müzakerelerin ardından ekonomik, sosyal ve çevresel konuları kapsayan 17 amaç ve bunlara bağlı 169 hedef oluşturuldu. Uluslararası aktörlerin tümünün katkıda bulunduğu bu çok taraflı süreç aynı zamanda Paris Anlaşması müzakerelerine paralel şekilde yürütüldü.   

Dünyanın ve insanlığın gidişatı için küresel bir yol haritası sunan bu dönüştürücü hedefler, özünde bir kalkınma programına işaret eder. Bu programın vizyonunu en iyi açıklayan ilke ise “kimseyi geride bırakmama” oldu. Zira 2030 yılı ve sonrasında kimseyi geride bırakmamak için vaatlerin ötesine geçmek ve ekonomik büyümeyi, sosyal adalet ve çevresel sürdürülebilirlik ile içkin hale getirmek önem taşıyor. Peki 10 yılın ardından hedeflerin neresindeyiz?  

Her yıl amaçlara ulaşmak konusunda küresel düzeyde kaydettiğimiz ilerlemeyi ortaya koymak amacıyla Sürdürülebilir Kalkınma Raporu (Sustainable Development Report) hazırlanıyor ve bu rapor, genel bir değerlendirme yapma fırsatı sunuyor.1   

2015 yılında uluslararası toplum tarafından kabul edilen amaçların gerçekleşme hızına baktığımızda 17 SKA’nın hiçbirinin 2030’a kadar tamamen gerçekleştirilemeyeceği ortaya çıkıyor. BM üyeleri arasındaki çok taraflı müzakerelerin sonucunda uzlaşıya dayalı ortak amaçlar kabul edilmiş olmasına rağmen bu amaçların gerçekleştirilmesine yönelik iradenin sınırlı kaldığı söylenebilir. Küresel ölçekte özellikle Açlığa Son (SKA 2), Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar (SKA 11), Su Altında Yaşam (SKA 14), Karasal Yaşam (SKA 15) ve Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar (SKA 16) amaçlarında büyük zorluklarla karşı karşıya kalındı ve 2015 yılından beri hiç ilerleme kaydedilemedi veya çok sınırlı ilerleme sağlandı.  

Amaçlar için Ortaklıklar (SKA 17) konusunda da sınırlı ilerleme kaydedilmiş gibi görünüyor. Bunun nedenleri ise gelişmekte olan ülkelerin finansmana erişimindeki zorluklar ve BM temelli çok taraflılığa devletlerin farklı düzeylerde destek vermeleri gösterilebilir.   

Küresel düzeyde SKA çerçevesinde belirlenen hedeflerin yalnızca %16,7’sinde ilerleme kaydedildi. Bunlar mobil kullanım (SKA 9), elektriğe erişim (SKA 7), internet kullanımı (SKA 9), 5 yaş altı ölüm oranı (SKA 3) ve yenidoğan ölümleri (SKA 3). Buna karşılık ülkelerin çoğu, şu beş hedefte ya duraklama ya da gerileme gösterdi: Obezite oranı (SKA 2), basın özgürlüğü endeksi (SKA 16), sürdürülebilir azot yönetimi endeksi (SKA 2), kırmızı liste endeksi (SKA 15) ve yolsuzluk algı endeksi (SKA 16).   

Ülkeler arasındaki SKA’nı hayata geçirme performansına bakıldığında büyük farklılıklar göze çarpıyor.2 En iyi performans gösteren ülkelerde endeks skoru 80’in üzerindeyken SKA’nın uygulamasında zorluk yaşayan ülkelerde skor 50’nin altında seyrediyor. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, Avrupa ülkeleri ve özellikle de İskandinav ülkeleri endeksin en üst sıralarında yer alıyorlar. Finlandiya 87 endeks skoru ile birinci sırada ve onu sırasıyla İsveç, Danimarka ve Almanya takip ediyor.   

SKA Endeksi’nin en alt sıralarında ise Yemen, Somali, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Güney Sudan bulunuyor. Karşılaştırma yapmak açısından en son sıradaki Güney Sudan’ın endeks skoru 41.6. Bu ülkelere bakıldığında SKA’nın gerçekleştirilmesindeki zorlukların çatışmalar, güvenlik sorunları, siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarsızlık ve sınırlı mali imkânlardan kaynaklandığı söylenebilir.    

SKA Endeksinde üst sıralarda yer alan ülkelerin en fazla zorlukla karşılaştıkları amaçlar Açlığa Son (SKA 2), Sorumlu Tüketim ve Üretim (SKA 12), İklim Eylemi (SKA 13) ve Karasal Yaşam (SKA 15) olarak ortaya çıkıyor. Bu zorlukların bir kısmı sürdürülemez tüketim alışkanlıkları ve olumsuz uluslararası dışsallıklardan kaynaklanıyor.    

Raporun verilerine kısaca değindikten sonra Gündem 2030’un derin bir dönüşüm programına işaret ettiğini hatırlatalım. Bu dönüşüm, ulusal ve uluslararası politikada karmaşık bir sürece karşılık geliyor. Zira bazı alanları (net sıfır ve doğa pozitif hedefler, döngüsel ekonomi, toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir şehirler, vb.) geliştirmek, diğerlerini (doğrusal ve karbon izi yüksek üretim biçimleri, fosil yakıtlar, hızlı tüketim ürünleri, monokültür ve zararlı kimyasallar yoğun tarım üretimi, doğal dengeyi tahrip eden uygulamalar, vb.) geliştirmemek gibi zamana yayılan uzlaşmalar gerektiriyor ve bu nedenle de beraberinde kaçınılmaz zorluklar getiriyor. Bir yandan ulusal planda üç ayaklı (çevresel, sosyal ve ekonomik) bir kalkınma programı sürdürmeyi; diğer yandan uluslararası müzakere sürecinde etkin bir diplomasi uygulanmasını gerektiriyor. Bu da mali destek sağlanmasını da kapsayacak şekilde yeni bir kalkınma dengesine işaret eder ki; bu da mevcut sistemleri dönüştürür ve güç ilişkilerini yeniden şekillendirir. Örnek olarak Trump yönetiminin SKA ile ilgili benimsediği yaklaşım veya aşırı sağ partilerin SKA’nı aşırı küreselleşmenin araçları olarak sunmaları gösterilebilir.  

Buna ek olarak SKA’nın uluslararası gündeme entegre olduğu örnekler de bulunmaktadır. Gelişmekte olan Küresel Güney ekonomileri artan şekilde yardım ve yatırım çabalarını SKA çerçevesinde şekillendiriyorlar. SKA endeksi sıralamasında üst sıralarda yer alan Avrupa ülkeleri ise çok taraflılığa dayalı bu küresel kalkınma programını Brezilya, Güney Afrika, Endonezya ve Hindistan gibi orta büyüklükteki güçlerle ilişkilerinin odağına koyuyor ve bu amaçlar üzerinden dış politikada ortak değerler ve ortak çıkarlar oluşturuyorlar.     

COP toplantılarında herkesin gözünün G20 toplantılarında olması ve bu toplantıların hazırlık süreçlerindeki karşılıklı izleme de G20 gündeminin her geçen gün daha fazla Gündem 2030’a odaklanmış olmasından kaynaklanıyor. G20 toplantılarından gelen mesajlar ve jestler bu nedenle dikkatle takip ediliyor. Bu durum, SKA konusunda ilerleme kaydetmenin jeopolitik gelişmelerden doğrudan etkilenmesinin yanı sıra SKA’nı gerçekleştirmekte uluslararası işbirliğinin önemini ortaya koyuyor.   

Kalkınma bankalarının (Dünya Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı, vb.), SKA ile uyumlu çerçeveler ve ortak taahhütler benimseyerek portföylerini ve işleyişlerini yeniden şekillendirmeleri de Gündem 2030’un uluslararası planda referans teşkil ettiğini gösteriyor. Aynı şekilde, Dördüncü Uluslararası Kalkınma Finansmanı Konferansı (FfD4) sonuç belgesinde Gündem 2030’a, ABD’nin aksi yöndeki çabasına rağmen çok kez atıfta bulunulması, uluslararası toplumun sürdürülebilir kalkınma odağına olan bağlılığını ortaya koydu ve Sevilla Uzlaşısı oybirliğiyle kabul edildi.   

Jeopolitik güç mücadelesinin arttığı ve büyük olasılıkla daha da artacağı ve uluslararası işbirliğinin kurumsal temelinin sınandığı bir dünyada, SKA’nın aşındırılma riski de artıyor. Oysa bu ortamda SKA’nı, ortaklıkları ve karşılıklı çıkar alanlarını geliştirmenin bir aracı olarak görmek de mümkün. Devletlerin jeopolitik çatışmalar, enerji bağımlılığı, kaynak kıtlığı, tedarik zincirlerinin kırılganlığı gibi sorunlarla mücadele ederken sürdürülebilirlik amaçlarını gündemin üst sıralarına taşımaları ahlaki bir zorunluluk olmanın çok ötesinde anlamlara karşılık geliyor. Ulusal güvenliği ve direnci artırmak için SKA, yeni kurulacak ittifakların yol haritasını oluşturabilir. Uluslararası alandaki istikrarsızlık devam ederken karşılıklı bağımlılık da devam ettiğine göre işbirliği alanlarında ilerlemek ve bu alanları genişletmek, jeopolitik riskleri azaltmaya, kriz yönetimini güçlendirmeye ve bu sayede dayanışma kurmaya yönelik güçlü bir araç işlevi görebilir.   

2030’a yaklaşıyoruz ve hedeflerin gerisinde kalmış olduğumuzu biliyoruz. Bir başka deyişle küresel düzeyde dönüşüme ön ayak olan bir gündem fikri pratikte karmaşık sonuçlar verdi, kısa vadeli ekonomik öncelikler ve siyasi gerçeklikler karşısında etkinlik gösteremedi. Özellikle küresel güçler, tek tip modeli uygulamak yerine tıpkı Sürdürülebilirlik Endeksinde 49. sırada yer alan Çin gibi kendi yaklaşımlarını geliştirme yolunu tercih ettiler.   

Peki ne olacak? Hedef gösterilen 2030 yılı, 2040’a mı ertelenecek yoksa Gündem 2030 yeniden mi müzakere edilecek? İki seçenek arasında yeni bir stratejik yol bulunması önem taşıyor. Bu doğrultuda Gündem 2030’un başarısı, yeni koşullarda etkin bir çerçeve ve dönüşüm önerisi getirmesine bağlı. Bu sayede ortak güvenliği güçlendirecek ve çok taraflılığı somut işbirliğine dönüştürecek bir politika aracı haline gelebilir. Böylesi proaktif bir yaklaşım, aktörler arasındaki ilişkilere yeni bir yön verebilir ve ortak çıkarlara dayalı stratejik ittifakların oluşmasına katkıda bulunabilir.  

Zeynep İnanç

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde eğitimini tamamladıktan sonra doktora çalışmalarına Paris 1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi’nde devam etmiştir. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü AB ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Ana Bilim Dalı’nda master yapmıştır. Araştırmacı olarak TEPAV’da, sektörel ve hukuki ataşe olarak Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği’nde çalışmıştır. Ulusal ve uluslararası enstitülerde çeşitli program ve projelerde yer almıştır. İlgi alanları uluslararası işbirliği politikaları, uluslararası çevre politikaları, iklimin jeopolitiği, biyoçeşitliliğin uluslararası planda yönetişimi ve sürdürülebilir kalkınmada sosyal inovasyondur. İnanç, Adım Adım Sıfır Atık Derneği başkanıdır ve TED Üniversitesi’nde ders vermektedir. 

Bu yazıya atıf için: Zeynep İnanç, "Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 10 Yaşında! - Zeynep İnanç" Global Panorama, Çevrimiçi Yayın, 15 Ekim 2025, https://www.globalpanorama.org/2025/10/surdurulebilir-kalkinma-amaclari-10-yasinda/

Bülten Aboneliği

Sosyal Medyada Paylaşın

PDF Kaydedin / Çıktı Alın

Copyright @ 2025 Global Academy. Design & Development brain.work

Çevrimiçi olarak yayımlanan yazıların tüm telif hakları Panorama dergisine aittir. Aksi belirtilmediği sürece, yayımlanan yazılarda belirtilen görüşler yalnızca yazarına / yazarlarına aittir. UİK, Global Akademi, Panorama Yayın Kurulu ile editörleri ve diğer yazarları bağlamaz.

Bülten Aboneliği

Güncellemelerden haberdar olmak için bültenimize abone olun.