Protestolardan Hükümetin İstifasına: Komşumuz Bulgaristan’da Neler Oluyor? – Tuba Eldem

17 Aralık 2025
8 dk okuma süresi

Haftalar süren ve toplumun farklı kesimlerini mobilize eden kitlesel protestoların ardından Başbakan Rosen Jelyazkov’un 11 Aralık 2025’te istifa etmesi, Bulgaristan’ı yeniden Avrupa’nın gündemine taşıdı. Kronik   bir “seçimli istikrarsızlık” döngüsüne hapsolmuş olan Bulgaristan’da bu protestolar ne anlama geliyor? Bu son otuz yılın en kapsamlı kitlesel mobilizasyonunu besleyen temel sosyo-ekonomik ve siyasal dinamikler neler? Ve bu istifa, Bulgaristan siyasetinde gerçekten yeni bir sayfa açabilir mi?

Krizin Tetikleyicisi 2026 Bütçesi

Sofya başta olmak üzere ülkenin birçok kentinde “istifa”, “yolsuzluğa hayır”, “mafya dışarı” ve “adil seçim” sloganlarıyla yükselen protestoların ilk tetikleyicisi 2026 bütçesiydi. Bütçe, özel sektör çalışanlarının emeklilik primlerini artırırken güvenlik aygıtını ve yargı elitleri başta olmak üzere kamu bürokrasisini kayırdığı gerekçesiyle tepki çekti. İktidarın bütçeyi usule ilişkin kuralları açıkça hiçe sayarak hazırlayıp kabul ettiği yönündeki algı, uzun süredir var olan şeffaflıktan uzak ve hesap verebilir olmayan karar alma pratiklerine ilişkin kaygıları pekiştirdi.

Aralık başındaki kitlesel protestoların ardından bütçenin geri çekilmesi ise krizi yatıştırmaya yetmedi. Çünkü sorun, bütçenin mali içeriğinin ötesinde, çok daha derindi. Kamusal kaynakların kapalı kapılar ardında, şeffaflıktan uzak ve belirli çıkar gruplarının lehine paylaşıldığına dair yaygın kanaat vardı. Bu nedenle sokaktaki tepki, yalnızca bir yasa tasarısına değil; siyasal aktörlerle kamu kurumları arasındaki karanlık ve enformel ilişkilere duyulan yapısal güvensizliğe ilişkindi.

Yolsuzluğun En Sofistike Biçimi Olarak “Devletin Ele Geçirilmesi”

Bulgaristan’daki siyasal hoşnutsuzluğu anlamak için en açıklayıcı kavramlardan biri, Joel Hellman ve Daniel Kaufmann’ın ortaya koyduğu “devletin ele geçirilmesi”dir.  Klasik yolsuzluk tanımları, genellikle yasaların uygulanması aşamasında ortaya çıkan rüşvet ve kayırmacılığa odaklanırken; devletin ele geçirilmesi, yolsuzluğun yasaların, kuralların ve düzenlemelerin henüz oluşum aşamasında gerçekleşmesini ifade eder.

Transparency International verilerine göre Avrupa Birliği içinde Macaristan’dan sonra en yüksek yolsuzluk algısına sahip ikinci ülke olan Bulgaristan’da bu durum, “oligarşik çoğulculuk” olarak tanımlanabilecek bir biçimde tezahür etmektedir. Ekonomik ve siyasal gücü elinde tutan aktörler, yasama süreçlerini etkileyerek oyunun kurallarını daha baştan kendi çıkarları doğrultusunda belirlemektedir. Bu, yasaların ihlal edilmesinden ziyade, yasaların bizzat yolsuzluğu meşrulaştıracak şekilde kurgulanması anlamına gelir.

Bu bağlamda Bulgaristan Parlamentosu, kamusal yararın müzakere edildiği bir siyasal alan olmaktan çıkarak, oligarşik gruplar arasındaki rant paylaşımının ve düzenleyici ele geçirmenin onay makamına dönüşmüştür.

Gölge Kabineler ve Veto Oyuncusu” Olarak Delyan Peevski

Bu yapının merkezinde, Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından “medya, siyaset ve oligarşi arasındaki toksik üçgenin vücut bulmuş hali” olarak tanımlanan Delyan Peevski yer almaktadır. ABD tarafından 2021 yılından bu yana Küresel Magnitsky Yasası kapsamında yaptırıma tabi tutulan Peevski, resmî olarak üç partili azınlık hükümetinin bir parçası değildir. Buna rağmen, özellikle yargı ve güvenlik kurumları üzerindeki enformel etkisi ve geniş medya ağı sayesinde yasama sürecini kilitleyebilme ya da açabilme kapasitesine sahiptir.

Bu “gölge iktidar”, demokratik prosedürleri fiilen işlevsizleştirmektedir. İddialara göre Peevski ve çevresindeki çıkar ağları, başta Başsavcılık makamı olmak üzere yargı sistemini siyasal bir baskı ve tasfiye aracı olarak kullanmakta; rakip aktörleri devre dışı bırakırken kendi ekonomik çıkarlarını güvence altına almaktadır. Peevski’nin medya üzerindeki hâkimiyeti ise, devletin ele geçirilmesi sürecinin epistemik altyapısını oluşturmaktadır.

Bulgaristan’daki protestolarda Delyan Peevski, oligarşik açgözlülüğün sembolü olarak ‘domuz’ figürüyle temsil edildi; protestocular, Peevski ve kamuoyunda ‘Türk partisi’ olarak anılan DPS’ye göndermede bulunmak için hükümet–cumhurbaşkanlığı–parlamento üçgenine pembe bir domuz maketi yerleştirdi.

Bulgaristanın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB) ve Patronaj Ağlarının Kurumsallaşması

Sistemin diğer ayağında, 2009’dan bu yana Bulgaristan siyasetini domine eden Boyko Borisov ve partisi GERB bulunmaktadır. GERB, klasik anlamda bir merkez sağ parti olmaktan ziyade, bürokrasiyi ve yerel yönetimleri sarmaşık gibi saran geniş bir patronaj ağına dönüşmüştür. Literatürde “parti-devlet bütünleşmesi” olarak tanımlanan bu süreçte, kamu ihaleleri, Avrupa Birliği fonları ve devlet yardımları siyasal sadakat karşılığında dağıtılan rant mekanizmalarına evrilmiştir.

GERB, meclis çoğunluğunu ve yürütme gücünü kullanarak oligarşik talepleri yasal çerçeveye sokan bir kurumsal kolaylaştırıcı işlevi görmüştür. 2013, 2020-2021 ve son olarak 2025 protestolarının ısrarla Borisov ve GERB’i hedef almasının temel nedeni de budur. Toplumun geniş kesimleri, bu partiyi siyasal rekabetin olağan bir aktörü olarak değil, rehin alınmış devlet yapısının başlıca operatörü olarak algılamaktadır.

Negatif Koalisyonlar, Seçimli İstikrarsızlık ve Türk Kökenli Seçmenin Kilit Rolü

Bulgaristan, son dört yılda yedi kez sandığa giderek siyaset bilimi literatüründe “seçimli istikrarsızlık” olarak tanımlanan kronik bir döngüye hapsolmuştur. Nispi temsil sistemi ve düşük barajın ürettiği parçalı yapı, partileri ortak bir reform vizyonunda birleşmeye değil, rakiplerini dışlamaya dayalı negatif koalisyonlara yöneltmektedir.

Anayasal prosedür gereği Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in hükümeti kurma görevini meclisin en büyük grubu olan GERB lideri Borisov’a vermesi beklenmektedir. Ancak Borisov, şimdiden bu göreve mesafeli olduğunun sinyallerini vermektedir. Reform yanlısı blok (PP-DB) ile statüko partileri (GERB ve  Peevski kanadı) arasındaki derin güven uçurumu, herhangi bir uzlaşı ihtimalini zayıflatmaktadır. Bu nedenle, prosedürel görevlendirmeler yapılsa dahi ülkenin kısa süre içinde yeniden erken seçime gitmesi en güçlü senaryo olarak öne çıkmaktadır.

Bu olası seçimin kaderini iki temel faktör belirleyecek gibi görünmektedir. İlki, sistematik güvensizlik ve siyasal tıkanma nedeniyle 2024 seçimlerinde yüzde 39’a kadar gerileyen katılım oranının artıp artmayacağıdır. Küskün reformist seçmenin yeniden mobilize edilmesi, Meclis aritmetiğinde reformist blokun ağırlığını artırarak mevcut kilitlenmeyi kırabilecek yegâne yapısal dinamiktir. İkinci ve daha kritik belirleyici unsur ise Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlığın oylarının hangi yönde konsolide olacağıdır.

Parçalı parlamenter yapı içinde, eski bir Devlet Güvenliği (DS) mensubu olan Ahmet Doğan liderliğindeki Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH/DPS), Türk ve Müslüman azınlık oylarını seferber ederek uzun yıllar boyunca yüzde 10–15 bandındaki oy oranıyla Bulgaristan siyasetinin kilit aktörlerinden biri olmuştur. Her ne kadar Ahmet Doğan’ın kişisel geçmişi, DPS’nin tarihsel olarak temsil ettiğini iddia ettiği mağdur azınlık siyasetiyle çelişse de, Doğan’ın yıllar boyunca “perde arkasında” kalması bu paradoks büyük ölçüde görünmez kılmıştır. Ancak geçtiğimiz yıl Delyan Peevski’nin parti üzerindeki denetimi fiilen ele geçirerek “DPS–Yeni Başlangıç” adıyla ayrı bir fraksiyon oluşturması, DPS’nin uzun süredir örtük biçimde işleyen patronaj ve aracılık mekanizmasını açığa çıkararak, partinin “doğal” ve “kaçınılmaz” temsil iddiasını ciddi biçimde aşındırmıştır. Ekim 2024 seçimlerinde Peevski kanadı, devlet gücü, yerel belediye baskısı ve “satın alınabilir” Roman oylarının mobilizasyonu sayesinde yüzde 11,5’lik bir sonuca ulaşırken; Doğan çizgisindeki Hak ve Özgürlükler İttifakı yüzde 7,5’te kalmıştır.

Bu tablo iki açıdan önem arz etmektedir. Birincisi, Türk kökenli seçmen oylarıyla Peevski’yi merkezi bir siyasal aktör olmaktan çıkarma, hatta onu marjinalleştirme potansiyeline sahiptir. İkincisi, ortaya çıkan bu kırılma, Türk, Müslüman ve Roman azınlıklar için alternatif siyasal temsiller arayışı açısından tarihsel bir özgürleşme penceresi açmaktadır. Bu nedenle, gelecek seçimlerde Türk kökenli seçmenin tercihi yalnızca bir seçim sonucunu değil, Bulgaristan’ın “devletin ele geçirilmesi” sarmalını yeniden üretip üretmeyeceğini belirleyecek kritik bir eşik niteliği taşımaktadır.

Tuba Eldem

Doç. Dr. Tuba Eldem, Sofya İleri Çalışmalar Enstitüsü’nde Gerda Henkel araştırmacısı olarak otoriterleşme ve popülizm üzerine çalışmaktadır. Aynı zamanda Fenerbahçe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesidir. Araştırmaları, karşılaştırmalı siyaset ile uluslararası güvenlik alanlarının kesişiminde yer alan Eldem, siyasal rejimler, rejim değişikliklerinin uluslararası boyutları, sivil-asker ilişkileri, dijital dönüşüm ve stratejik bağlantısallık gibi konulara odaklanmaktadır. “Tuzağa Düşürülen Muhafızlar: Türk Silahlı Kuvvetlerinin Veto Oyuncusu Olarak Sonu” (2013) başlıklı tezi ile Toronto Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi alanında doktora derecesine sahip olan Eldem, Berlin Freie Universitesi’nde Avrupa’nın Dönüştürücü Gücü Araştırma Koleji’nde doktora sonrası araştırmacı ve Alman Uluslararası ve Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Uygulamalı Türkiye Çalışmaları Merkezi’nde (SWP CATS) araştırmacı olarak görev yapmıştır.

Bu yazıya atıf için: Tuba Eldem, "Protestolardan Hükümetin İstifasına: Komşumuz Bulgaristan’da Neler Oluyor? – Tuba Eldem" Global Panorama, Çevrimiçi Yayın, 17 Aralık 2025, https://www.globalpanorama.org/2025/12/protestolardan-hukumetin-istifasina-komsumuz-bulgaristanda-neler-oluyor-tuba-eldem/

Bülten Aboneliği

Sosyal Medyada Paylaşın

PDF Kaydedin / Çıktı Alın

Editörün Seçtikleri

Copyright @ 2025 Global Academy. Design & Development brain.work

Çevrimiçi olarak yayımlanan yazıların tüm telif hakları Panorama dergisine aittir. Aksi belirtilmediği sürece, yayımlanan yazılarda belirtilen görüşler yalnızca yazarına / yazarlarına aittir. UİK, Global Akademi, Panorama Yayın Kurulu ile editörleri ve diğer yazarları bağlamaz.

Bülten Aboneliği

Güncellemelerden haberdar olmak için bültenimize abone olun.